Foucault ve Şeyler

Metis Yayınları, 2022

Önsöz:

Bu çalışma, yirminci yüzyılın en önemli düşünürlerinden olan Michel Foucault’nun oldukça kapsamlı ve girift düşünce bütünü için kısa ve anlaşılır bir kılavuz olabilmesi umuduyla kaleme alınmıştır. Foucault’nun kitapları disiplinlerarasıdır, hatta kimileri onun kitaplarını tarih, felsefe, sosyoloji ve psikolojinin bir alaşımı olarak tanımlar. Foucault’nun yazıları, Allan Megill’in deyişiyle, parlak, spekülatif ve bazı açılardan fena halde rahatsız edicidir. Ayrıca onun kendine özgü, karmaşık fakat son derece ustalıklı entelektüel bir üslubu vardır. Üslubunun karmaşıklığı ile ilgili bir soru üzerine Foucault, karmaşık konuların karmaşıklığı iyice anlaşılsın diye özellikle karmaşık bir üslup kullandığını ifade etmiştir. Tabii ki bu tercih, onu anlayabilmek için çaba gösteren pek çok okur için ciddi bir sorun oluşturmaktadır.

Çalışmanın başlığı öncelikle Foucault’nun en bilinen kitabı Kelimeler ve Şeyler’e göndermede bulunuyor ama ayrıca “şeyler” ifadesiyle bir başka göndermede daha bulunuyor: Hani bazen bir kitabı okuduktan sonra “yazar önemli şeyler anlatıyor anlatmasına ama doğrusu ben hiç bir şey anlamadım” deriz ya, işte çalışmamızın başlığında yer alan “şeyler”, bu tür şeyleri yani açıklanmaya, aydınlatılmaya gerek duyan konu ve kavramları ifade etmeye çalışıyor.

Bu çalışmada Foucault’nun daha kolay anlaşılabilmesi için iki yöntem izlendi. Birincisi, kılavuz bir diyalog formunda kurgulandı. İkincisi ise “eklektik” pasajlar oluşturuldu. Şöyle ki, belli bir konu hakkında onun düşüncelerini açıklayabilmek için, farklı kitaplarında, söyleşilerinde ve onu yorumlayan ikincil kitaplarda en açık metinler arandı ve bu metinler gerektiği yerlerde bir araya getirildi.

Foucault’nun söyleşilerinde, kitaplarına kıyasla daha açık olduğu bilinir; bu nedenle özellikle onunla yapılan söyleşiler dikkate alındı. Söyleşiler için özellikle “Seçme Yazılar”dan yararlanıldı. Foucault’nun söyleşileri ve makalelerinin yanı sıra dünyanın çeşitli ülkelerinde verdiği dersler, Fransa’da 1994 yılında Dits et ecrits (Söylenmiş ve Yazılmışlar) başlığı ile dört cilt altında toplanmıştı. Ülkemizde ise bu çalışma “Seçme Yazılar” alt başlığı ile altı cilt olarak yayımlandı. Seçme Yazılar’daki metinler Foucault’yu anlamak bakımından çok önemli; çünkü bu metinlerin bazılarında kendisine yönelik eleştirilere cevap veriyor ve anlaşılamayan noktalara açıklık getiriyor.

Ayrıca, Foucault hakkında yorumlar içeren “ikincil” kitaplara da başvurduk; bu kitaplara özellikle orijinal kitaplardaki kimi pasajları yeterince açık ve anlaşılır bulmadığımız zaman ihtiyaç duyduk. Yeterince anlaşılır bulmadığımız kimi yorumları da tekrar yorumladık.

Bu çalışmada Foucault’nun yalnızca dört kitabı üzerinde duruldu. Bu kitaplar kronolojik değil tematik olarak sıralandı: Deliliğin TarihiHapishanenin DoğuşuKelimeler ve ŞeylerCinselliğin Tarihi. Amacımızın bu kitapları incelemek ya da özetlemek değil, bu kitapların eşliğinde Foucault’nun düşünce yapısını tanımak olduğunu belirtmek isterim.

Foucault’nun neredeyse tüm metinlerinde tekrar tekrar ele aldığı hatta takıntı haline getirdiği bir konu vardır: İktidar ve bilgi. Bu konu, “İktidar İlişkileri ve Bilgi” başlığı altında ayrıca ele alındı.

Foucault, çalışmalarının bir “alet çantası” gibi görülmesini ister. Bu çantada mutlaka işimize yarayacak bir alet bulunur. Belki de en önemlisi, Foucault dünyayı başka türlü aklımıza gelmeyecek yollardan görmemize yardımcı olur. Kişisel mottolarımdan bazılarını Foucault’ya borçluyum; favorilerim şunlar:

“Bana kim olduğumu sormayın, aynı kişi olarak kalmamı da istemeyin.”

“Bugünkü hedef belki de ne olduğumuzu keşfetmek değil, olduğumuz şeyi reddetmektir.”

Her girişim gibi bu çalışma da eksik ve kusurludur mutlaka, ancak Foucault’yu saçını başını yolmadan okuyup anlamak isteyen okurlara yardımcı olacağına inanıyorum.

Keyifli okumalar.